3 Ağustos 2009 Pazartesi

bu şöyledir şu böyledir.

blog blog blog. blogda blogdan bahsedersek nolur, pis olur kaka olur. o yüzden ben de bir blog yokmuş gibi davrandım, komik duruma düştüm, blogumu özledim ben be.

arkadaşım biz insanız. hem de öyle sorumluluk alabilen işleri doğru düzgün giden minik kesime ait olmayan insanlarız. karpuz dedim kavun dedim burada, merak dedim bişey dedim. demeyeceğim şeyse şu ki; vaktim olmadı cart curt. çok vaktim vardı benim, ne ösesem vardı ne işim ne gücüm, sadece kocaman kocaman vakitlerim vardı. ama ben yattım, çılgınlar gibi yattım, hava kararınca duş yapıp siteye indim. üçte dörtte geldim, tekrar yattım. bir haftadır bitirdiğim yapbozu çerçeveletmeye götürmüyorum koçtaş'a. oysa siteye elli metre mesafede falan. saçımı taramıyorum, günlerdir forma gibi gündüz pijama altı tişört, akşam aynı şort ve yine bi tişört. gerçekten saçımı taramıyorum sanırım bayadır. kahvaltı yapmaya üşenip salatalık yediğimi hatırlıyorum, ya da yemediğimi de. aşağı inip napıyorum, müzik dinleyip yine uyuyorum, ama bazen aypod çok uzaklarda kalıyor. yahu ben napıyorum? ben sana çok uzun zamandır yazmıyorum be blog. sevgili blog seni o kadar sevdim ki, gerçekten bak. adını koyduğumda çocuğum gibi hissettim, sarıp sarmalayasım geldi seni, monitör kolumu acıttı, direndim, belki elektrik çarpabilir ya da hortum çıkabilir veya dünya sürekli dönmekten sıkılabilirdi. ama sen vardın blog..

evet galiba, hayır kesinlikle bişey var bende. sevgili sevimli utkunun da maalesef belirttiği bir durum, evet, ben hayvana bağladım, bu bir. ikincisi ise hayal dünyamda yaşamaya başladım tekrar. burda herşeyi istediğin gibi düşünmenin ve hemen oluvermesinin ne kadar güzel olduğunu unutmuşum. hayat böyle çok daha zor oluyor, hayal kuran insanlar için. ama bunun farkına da varmamak var ki enfes birşey. geçenlerde rüzgar yardımıyla bir balonun peşimden gelmesini sağladım, attığım dengesiz ve yönü her seferinde değişen adımlarla kesinlikle bir mankenden daha düzgün yürüdüğümü hissettim. geçenlerde bi yunusu beslemişler üç yıl büyütmüşler, okyanusa bıraktıktan üç saat sonra köpek balıkları yemiş. ben de böyle olmak istemiyorum, herşeyi bu kadar güzel yapabiliyorum kendi içimde, evet, ama biliyorum ki dışarda wild world var. oraya açıldığımda ki iki üç yıl sonraya denk geliyor büyük ihtimal, ne yapoacağımı bilmiyorum. saçmalamak diye adlandırılan şey o kadar mükemmel ki, bunu sonraki bloglarımda da yapmaya karar verdim. hadi yine görüşücez!
-gitar mı çalsam ya şimdi. yok boşver en iyisi waffle söylemek.. ama telefon ve para 987879 km uzakta falan gibi. dur koltuğa atayım kendimi, bikaç saat sonra kumandalar yürüyüp bana gelirse televizyon bile izleyebilirim, evet oley! boşver uyuyayım ya da gözümü kapayabili..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder